Bakmakla, görmek arasındaki farkı biliriz. Bu yüzden yapacağımız işe baktıktan sonra ‘’görmeden’’ başlamayız. Amacımız sizin gördüğünüz gibi görüp, ‘’sizin hikayenizi’’ anlatmak. Çünkü biliriz ki; bakanlar değil,
gerçekten ‘’görebilenler’’ fark yaratır.
İncelikleri külfetten saymayız. İncelikler sayesinde kusursuza yakın işler çıkarttığımıza inanırız. İnceliklerin işi özel kıldığına inanırız ve hassasiyetlerinizi incelikle karşılarız. Bu yüzden hassasiyetleriniz önceliklerimizdir.
‘’Acele işe şeytan karışır!’’ dediklerine bakmayın! Biz hızın detaylarla birleşebildiğine ve
hızla, özenin arkadaş olduğuna inanırız. Bu nedenle hızlı ve özenli çalışırız.
‘’Sosyal Fayda Ekosistemi’’nin önemini iyi bilenlerdeniz.
Attığımız her adımın sosyal fayda ekosisteminin içinde olmasına özen gösterir, bunun bilincinde hareket ederiz.
Bilginin paylaştıkça çoğaldığından şüphe etmeyiz. Bu yüzden uzmanlıklarımızı paylaşarak, işimizle birlikte bir değere dönüştürmekten keyif duyarız. Paylaşmanın anlamını özümseyerek, her fırsatta kendimize tekrar ederiz.
‘’İçine sinmek’’ deyimini asla unutmayız. Kendi içimize sinmeyen çalışmayı asla iş ortaklarımıza sunmayız. Çünkü biz önce kendimizle yarışırız. Kendini geliştirmenin başarının altın kuralı olduğuna inananlardanız.
Doğada var olan her canlının yaşam hakkına eşit derecede saygı duyarız. Dünyanın sadece insanlar için yaratılan bir gezegen değil, yaşayan tüm canlıların hakkı olan bir yaşam alanı olduğuna inanırız
ve onu tüm canlılar için özenle koruruz.
Engelli hakları, kadın hakları, çocuk hakları, dezavantajlı şartlardaki vatandaşlarımızın tüm haklarının bizim işimiz değil, hayatımızın bir parçası olduğuna inanır, inandığımızı yaşarız.
Eşitlikle, incelikle, özenle, saygı ve sevgiyle, planlanan zamanda, noktaları birleştirir, hikayenizi anlatırız.
İsmimizin kökeni Ray Bradbury’nin Fahrenheit 451 romanına dayanıyor. Bradbury 1951’de yayınlanan bilim kurgu romanında gelecekte edebiyatın, kitabın nasıl yaşayabileceğini anlatıyordu.
Eser, teknolojinin çok ilerlediği, her şeyin yanmaz malzemeden yapıldığı ve itfaiye teşkilatlarının sadece kitap yakmak ile görevli olduğu bir dünyayı anlatıyor. Bu dünyada insanları düşünmeye ve mutsuzluğa sevk ettiği için kitap okumak, bulundurmak yasak. İnsanlar kitap okuduğundan şüphelendikleri kişileri ihbar ediyor ve itfaiye de baskınlarda topladıkları kitapları yakıyorlar. Devletin kitap okumaya alternatif olarak sunduğu tek şey ise televizyon şovları.
Roman, böyle bir dünyada bir grup kitap sevdalısının kendilerince buldukları çözüme odaklanıyor, insan-kitap olgusunu ortaya atıyor. Ray Bradbury’nin eseri adını kağıdın hiçbir yanıcı madde olmadan 451 Fahrenheit’ta tutuşmasından alıyor.
Fahrenheit 451 romanı, aynı zamanda Fransız yönetmen Francois Truffaut tarafından sinemaya uyarlandı ve film Türkiye’de “Değişen Dünyanın İnsanları” ismiyle gösterime girdi.
Kurumumuza bir isim seçerken bu unutulmaz esere bir saygı duruşunda bulunmak ve kitabın edebiyatın ölümsüzlüğüne inancımızı bir kez daha tazelemek istedik.
Bizler, ( kurucu ortaklar Emiyra Yılmaz ve Cihan Yavuz ) CNN Türk'te yayınlanan 5N1K programında yıllarca televizyon gazeteciliği yaptık. Bu süre içerisinde özel haberlere, canlı yayınlara, araştırma dosyalarına belgesellere yapımcı, metin yazarı, yönetmen olarak imza attık. Zaman içerisinde değişen dünyanın değişen iletişim mecralarına uyum sağladık, dijital ürünler, sosyal medya içerikleri oluşturduk.
Sivil Toplum Kuruluşları ile yaptığımız iletişim çalışmaları ile sosyal fayda iletişimi alanında uzmanlaştık. 451 Derece İletişim’de yıllardır edindiğimiz medya ve gazetecilik deneyimini sosyal fayda alanı ile birleştirdik ve sosyal fayda iletişimi alanında hizmet vermeye başladık.
Ve hep şuna inandık, “içerik” tüm iletişim mecralarının ilk harfidir. Bu yüzden 451 Derece İletişim'de de her çalışmaya önce içeriği, ne anlatmak istediğimizi düşünerek başlıyoruz. İş ortaklarımızla birlikte "oldu" demeden de bitirmiyoruz.